Günümüzde bürokrasi, asli görevlerini yaparken kendisine çizilen sınırlara bağlı kalmayarak devlet yönetiminde etkin bir konumda yer almak için çaba göstermektedir. Bu doğrultuda bürokrasi, sahip olduğu güç kaynaklarıyla; siyasi iktidarları etkileyerek, iktidarların üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmakta ve bir anlamda kendi iktidarını kurmaya çalışmaktadır. Bürokrasi, bu durumda en büyük mücadeleyi siyaset kurumuna karşı vermektedir. Bürokrasinin söz konusu mücadelesi, siyaset kurumunu da etkilemektedir. Doğası gereği en temel hedefi; iktidar olmak olan siyaset kurumu, bürokrasinin yürüttüğü bu mücadeleye karşı kayıtsız kalamamaktadır. Siyaset kurumu da sahip olduğu güç kaynakları ile bürokrasinin kendi alanına yaptığı müdahalelere, karşı koymaktadır. Siyaset ve bürokrasi arasında yürütülen bu mücadele, birbirlerini yok edici bir şekilde değil aksine birbirlerini daha çok yakınlaştırıcı bir şekilde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla gelinen noktada, bürokrasi ve siyaset, devlet yönetimine ilişkin birbirinden ayrı düşünülemeyen iki kurumsal mekanizma haline gelmiştir. Artık bürokrasi ve siyaset iç içe geçmiş iki alandır.
Elinizdeki çalışmanın konusu, kamu yönetiminde, bürokrasinin siyasetle kurduğu ilişkinin, makamlar üzerinden incelenmesidir. Söz konusu ilişki, siyasi müsteşarlık ve bakan yardımcılığı makamları özelinde ele alınarak bu alanda gerçekleştirilen tartışmalara yeni bir zemin oluşturması düşünülmüştür. Çalışmanın konuya ilgi duyan araştırmacılar başta olmak üzere sosyal bilimler alanında çalışan kişilere yardımcı olacağı ve ilgili araştırmaların derinlik kazanmasında katkı sunacağı hedeflenmektedir.