“Kıyamet borusu çaldığında, ben, elimde bu kitapla yüce yargıcın huzuruna çıkacak ve şöyle haykıracağım: ‘İşte yaptıklarım, işte düşündüklerim ve işte ne olduğum. Her şeyi, bütün açıklığıyla dile getirdim. Yaptığım hiçbir kötülüğü gizlemediğim gibi, yapmadığım bir iyiliği de söylemedim. Gerek rezil ve sefil gerekse asil ve iyiliksever olduğum zamanları bütün içtenliğimle gözler önüne serdim. Ey ebedî Varlık! İç yüzümü, tıpkı senin bildiğin gibi dışa vurdum. Kullarını etrafıma topla da itiraflarımı dinlesinler. Topla ki kederlerim karşısında inleyip çirkefliklerim karşısında utansınlar. Ve hepsi birer birer tahtının dibine gelip kalplerindekini aynı içtenlik ve dürüstlükle itiraf etsinler. Sonra da içlerinden biri, cesaret edebilirse çıkıp ‘Ben bu adamdan daha iyiydim’ desin…’”