“Golem’le ilgili öyküler güç kavranır… Her zaman yinelenen şudur: Moğol tipli, tamamen yabancı, sakalsız, sarı yüzlü bir adam, eski moda, hırpani giysilere bürünmüş olarak, düzenli ve garip bir biçimde sekerek, sanki her an yuvarlanacakmış gibi yürüyerek Yahudi mahallesinden geçer ve birden görünmez olur.” Meyrink aslında bir Yahudi efsanesi olan “Golem”den, fantastik yazının bir başyapıtını yaratmıştır. Alman gizemciliği ve dışavurumculuğunun özelliklerini taşıyan, felsefe ve şiir yüklü “Golem”, aynı zamanda bir entrika ve cinayet romanı ya da varoluşu irdeleyen bir metin olarak da okunabilir. Karabasan ortamlarında geçen romandaki düşsel atmosferi yaratan, gerçekçi betimlemelerdir. “Zaman zaman derin sulara dalıp gümüş balıklar tuttuğumuzu düşlemiyor muyuz? Oysa yalnızca soğuk bir hava akımı yalamış oluyor ellerimizi…”