Sosyal medyamızın mahcup yazarı, mizah edebiyatımızın delişmen ustası, gündelik hayatımızın detaycı filozofu, mahallemizin neşeli delikanlısı İstiklal Akarsu’dan gönül telinizi titretirken güldüren öyküler…
İstiklal Akarsu bizi bu kez, önce hayatının soğuk sandviç dönemine, 15 yaşının Burgazada’sına götürüyor; sonra mahalleli arkadaşlarıyla çekirdek çitletiyor, arabayla gezdiriyor, zırdeli apartman komşularıyla piknik yaptırıp, Esenler Otogarı’nda anneannesini aratıyor, ardından Boncuk Mustafa, Berbat Hasan, Peygamber Kazım, Paspas İsmail, Hoppala Hüseyin’le mangal başı sohbetine buyur ediyor ve en nihayetinde sevdiceğiyle tanıştırıyor...
“Çekirdek deyip geçmemek lazım. Çekirdek yemek başlı başına bir maceradır. Çekirdek o dönemin facebook’udur, twitter’ıdır, instagram’ıdır. Şimdi nasıl arkadaşımız akrabamız, en yakınlarımız bilgisayarını telefonunun başında sosyal alemde vakit harcıyorsa o dönemin insanları- boşluktan mı yokluktan mı bilinmez- çekirdekle mesai harcıyordu. Öyle bir avuç yiyeyim durayım diye bir olay da söz konusu değil. Anca paket bitince uyanıp kendine geliyorsun ve durabiliyorsun. Yani kötü niyetli biri bunu fark etse ve önümüzdeki çekirdek bittikçe bakkaldan yenisini getirse ecelimizle vefat edene kadar oturduğumuz kaldırımda çekirdek yerdik, çok tehlikeli bir durum bu.”