O gece Kephalos ile Philon'u uyku tutmadı. Konuşacak bir sürü şey vardı. Tam o sırada oda kapılarının hafifçe vurulduğunu duydular. Kapıyı açtığında Kephalos'un tek seçebildiği, koridor boyunca uzaklaşıp gölgelere karışan bir insan figürü oldu. Tam kapıyı yeniden kapatmak üzereydi ki, kapının eşiğinde buruşturulmuş bir kâğıt parçası dikkatini çekti. Kâğıdı yerden kaldırıp dikkatle buruşukluklarını düzeltti. "Üstünde bir şey yazıyor," diye Philon'u bilgilendirdi. Kâğıt parçasını merakla, holü az buçuk aydınlatan meşalenin sönük ışığına tuttu. "Yunanca değil." Alnını kırıştırarak harfleri anlamaya çalıştı. "Yoksa... Elbette öyle! Harfleri tersten okuyunca anlamı ortaya çıkıyor." Bunun üzerine çocuklar uğraşa uğraşa mesajı çözmeye başladılar.
Yıl M.Ö. 431: Atina ile Sparta arasında savaş hüküm sürmektedir. Kuşatma altındaki Atina'da ansızın çocuklar ortadan kaybolmaya başlar. Kephalos ile kuzeni Philon, çocukların kaçırıldığını düşünerek iz sürmeye başlarlar ve böylece suçluların sinsi planlarını ortaya çıkarırlar. Ancak bu işin sonunda iki kuzen, acımasız suçluların eline düşecektir...