İslam Dünyasında Felsefenin Yakın Coğrafyası
İran’ın büyük düşünce adamı Dînânî, İslam dünyasında felsefenin serüvenini tartışmalar eşliğinde sunmaya devam ediyor. Hangi arif veya sûfînin kendi inanç esaslarını kabul ederken her türlü akıl ve burhanı bir kenara attığından söz edilebilir? Araplara has beyancı/ifadeci sistem taraftarlarından hangi birisinin İslam’ın temel esaslarını ortaya koyarken akıl ve burhandan söz etmediği söylenebilir? Aynı sorular bir İslam filozofu hakkında da sorulabilir. Hangi Müslüman filozof vardır ki dinin esasları konusunda İslamî naslara ve metinlere yönelmeden ve başvurmadan kendi düşüncelerinden söz etmiş olsun? Bugün kendisine İslam felsefesi adını vermiş olan şey, çeşitli düşüncelerle karşılaşmış ve arkasında uzun ve zigzaglarla dolu bir yol bırakmış bir düşünce hareketidir. İslam felsefesi bir gecede ansızın ortaya çıkmış bir şey değildir. Bu felsefenin kendisinin vurguladığı ilkelerden biri, bu âlemde hiçbir şeyin bir seferde ve hazırlık olmadan varlığa gelemeyeceğidir. Şüphesiz büyük İslam filozofları tercümeler yoluyla Yunan felsefesiyle tanışmışlardır. Ancak bu filozoflar için gündeme gelen meseleler, Yunan filozofları için gündeme gelmiş meselelerle aynı değildir. Fârâbî ve İbn Sînâ’nın karşılaştığı problemler, Platon ve Aristo’nun meşgul olduğu problemlerden farklıdır. Felsefî soruların ezelî ve kadim olduğu doğrudur, ancak aynı ezelî sorular farklı şartlar altında farklılık kazanmaktadır. Bu yüzden felsefî düşünce akımı tek bir mahiyete sahip olmakla beraber, tarihin her devrinde özel bir anlam ve biçime sahiptir. İslam felsefesi daima hareket halindeki dünya felsefe tarihi kervanıyla bağlantılı olmakla beraber, kendine has bir mahiyete sahiptir. Bu felsefe dinî metinlere yabancı değildir. Bu felsefî akım içinde düşünce, yaşantı ve müşahededen de bahsedilir.