Tarihin gördüğü en büyük yürüyüşten biriydi onlarınki. Orta Asya’dan başladı, Anadolu içlerine, hatta Ege kıyılarına kadar varıp dayandı. Bu yolculuk, ülkeler, beldeler arasında bir yürüyüş değildi yalnızca. Bilakis, hem sosyolojik, hem manevî düzlemde bir büyük dönüşümün ifadesiydi. Selçuklular, asırlar süren bu büyük yürüyüşleri esnasında, İslâm’ın diriltici nefesiyle bir ‘aşiret’ten ‘devlet’ ve ‘devlet’ten de ‘medeniyet’ çıkardılar. Onların Maveraünnehir’den Anadolu’ya uzanan yolculuğu, bu açıdan eserleri ve hatırası bugün bile taptaze duran İslâmî bir ‘medeniyet’e yolculuk niteliğindeydi aynı zamanda... Hünkâr Yolu, insanlık tarihinin en çarpıcı ‘yolculuk’larından birini, Selçukluların büyük yürüyüşünü anlatan, sürükleyici bir roman. Tarihî gerçeklere dayalı kurgusuyla da, ‘aşiret’ten ‘medeniyet’e bu büyük yürüyüşün dinamiklerini başarıyla ortaya koyuyor...