"1945 yılının ocak ayında Ruslar yaklaşırken, Almanlar Auschwitz’i boşaltmaya başladılar. Flora, yorgunluktan ve açlıktan sersemlemiş halde, asla öğrenemediği bir dilde verilen emirleri anlamadan, karların içinde yürüyor, canlı cenazeler ordusu her yerden dışlanıyordu; Yer yok... Ne için yok? Ölmek için mi?" İstanbul’da Bir Yahudi Ailesi ile tanıdığımız Rebecca, hayatının aşkını bulmuş ve II. Dünya Savaşı yıllarında, hiç bitmeyecekmiş gibi gözüken ve yaşamının ikinci yarısını kaplayan uzun yolculuğuna yeniden çıkmıştır. Kalabalık bir Buena Familia’nın Doğulu adetlerinden kaçarken, savaş yıllarında hortlayan milliyetçilik ve Yahudi düşmanlığı, yaşamı lanetli bir varoluş mücadelesine çevirmiş, Bir Adadan Öbürüne- Rebecca ve binlerce Yahudi için hayatı tekrar anlamlandırmıştır... Gerçek bir hikayenin içinde, yine gerçek bir hikayenin yazılış serüvenini okurken, idealist, aşık ve Yahudi bir kadının, özgürlük yolunda ilerleyişine eşlik edeceksiniz.