“Babam Mahmut Deva ile Bahriye annemi, 1984 yılında üç ay arayla kaybetmiştik. Babam, önemli gördüğü şeyleri atmaz, saklardı. Babamın vefatından sonra kız kardeşim Ergül’le birlikte babaevimiz olan Sağlık Sokak’taki binanın üst katındaki dairede özel bölmeyi elden geçirmiştik. Ayırdıklarımız arasında babamın önemli evrak ile fotoğraflarını muhafaza ettiği çantası da vardı. Babamın çantası... Felsefeci ve Aşkı’nı anlatabilecek en güzel tanım bu olurdu.”
Mahmut Deva’nın dünyaya, çocuklarına, yaşama bıraktıklarının saklı olduğu o çanta; dolu dolu yaşanmış bir hayatın, küçük bir çantaya sığabileceğini göstermiyor bizlere. Bilakis, küçük bir çantadan yıllar, anılar, acı-tatlı hikâyeler dökülüyor. O çantanın dile gelişine tanıklık ediyoruz biz de bu kitapla. Aşkı, sevgiyi, enginliği, tutkuyu, azmi, fedakârlığı, çileyi... Onun Behriye’sine olan aşkını, yaşama dört koldan sarılışını, mutluluk için çabalayışını anlatıyor bu kitap. Yaşanıp yaşanacak tüm duyguları bir çanta seriyor gözlerimizin önüne. Mahmut Deva’nın çantası...