Benim hiç gelinlik hayalim olmadı, başkasının hayallerini giydim. Bir iki parlak bilezik, bir de ilk kez kuaför, bir de üç elbise aynı anda bir çocuğu büyüleyecek şeyler. Gezecektim, oynayacaktım, çocuğum, diyemedim. Bir yanda bebeklerim bir yanda gelinliğim, kitaplarım, çantam. Fark etmez dostum, babam derdi: "Yeni doğmuş kuzu karıştı mı büyük koyunların arasına fark edilmez."
Küçüktük, büyüdük. Hatırlamaz olduk yaşımı hesaplamayalı. Hani oldu gençlik kelebeğin ömrü gibi güzellikte öyle...