Prof. Doğan Kuban’ın, Osmanlı mimarlık tarihi, kültürü ve sanatına ilişkin önyargıları ortaya koyarak, 19. yüzyıldan bu yana yabancılar ve hatta bizzat Türkler tarafından oluşturulan klişelere son veren yapıtı Osmanlı Mimarisi’nin heyecanla beklenen ikinci baskısı çıktı.
Dünyaca ünlü mimarlık tarihçimiz Prof. Doğan Kuban’ın, ilk baskısı büyük boyutlu ve ciltli olarak yayımlanan başyapıtı Osmanlı Mimarisi’nin rahat taşınabilir ve okunabilir boyutlarda hazırlanan ikinci baskısı Dekar Yapı ve Yatırım A.Ş.’nin değerli katkılarıyla yayınlandı.
Prof. Doğan Kuban’ın 60 yılı aşan inceleme, araştırma ve yazılarından yola çıkarak ortaya koyduğu yorumlarını içeren Osmanlı Mimarisi’nin hazırlanma amacı, Osmanlı tarihi, kültürü ve sanatına ilişkin önyargıları ortaya koymak ve 19. yüzyıldan bu yana yabancılar ve hatta bizzat Türkler tarafından oluşturulan klişelere son vermektir. Bu, sosyal tarih ve mimarlık tarihi arasındaki ilişki kurma deneyimi de sayılabilir; aynı zamanda mimarlığın aynasından Osmanlı tarihine bakmak olarak da değerlendirilebilir.
Merkezi Asya ve Avrupa’nın ara kesitinde yer alan Osmanlı İmparatorluğu’nun, İslam ve Hıristiyan toplumlarının oluşturdukları heterojen yapısına bağlı olarak Osmanlı mimarisi Akdeniz, Yakın ve Ortadoğu mimari geleneklerinin bir sentezidir. Osmanlı mimarisinin tarihçesi 1873 Viyana Sanayi Sergisi için oluşturulan albümle başlamıştır. Fakat özellikle Cumhuriyet Dönemi’nde değişik görüşleri yansıtan yayınların sayısı artarak devam etmiştir. Ancak Osmanlı mimarlık tarihi ilk kez bu yapıtla, İmparatorluk’un çoklu kültürel yapısının bilinciyle ve tarihi gelişmelerle ilişkiler irdelenerek sunulmuştur.
Doğan Kuban’ın, Osmanlı mimarlık tarihini “Sinan’dan Önce Osmanlı Mimarisi”, “Yapılar”, “Sinan’dan Sonra Osmanlı Mimarisi”, “Sinan ve Klasik Osmanlı Mimarisi”, “Avrupa’ya Öykünme” başlıkları altındaki tam 57 bölümde ayrıntılı bir biçimde ortaya koyduğu Osmanlı Mimarisi’ne ilişkin düşünceleri şöyle:
“Osmanlı mimarisi, Osmanlı kültürünün en uluslararası niteliğe sahip üretimi ve ürünüdür. Dünya mimarlık tarihinde özel bir yeri olduğuna inandığım büyük yapıtlar üretmiş, bunlar bugüne kadar var olmuş ve dünyadaki belli başlı sanat tarihçileri ile mimarları da etkilemiştir. Ben bunun tarihçisiyim. 60 yılı aşan bir süredir bu alanda çalışıyorum. Bu işin hocası olarak, şimdiye kadar yapılanlardan daha farklı bir anlayışla, mimariyi Osmanlı tarihi ve kültürüyle iç içe geçmiş bir biçimde biraz daha ayrıntılı anlatmak gereğini hissettim.
Osmanlı Mimarisi’ni çok uzun yılların çalışmaları sonucunda derlediğim düşünceler, araştırmalar, başka yapıtlarda yazdığım araştırmalar ve karşılaştırmalarla bir araya getirerek hazırladım. Aslında bir ansiklopedi niteliği taşıyan ve çok sayıda insanın yapabileceği bir işi tek bir yapıtta özetledim diyebilirim. ‘Özetledim’ diyorum, çünkü bütün Osmanlı mimarlığını 720 sayfaya sığdırmak mümkün değil. Ancak bu tür yapıtlar ansiklopedik olarak okunmaz. Bence, kendi içinde bütünlüğü olan bir tavırla değerlendirilerek hazırlanmış olan kitaplar daha aydınlatıcıdır. Çünkü kendi içinde tutarlılığı vardır. İşte, 60 yılımı harcadığım bir alanda bunu gerçekleştirmeye çalıştım ve başardım. O nedenle mutluyum.”
Özenle bir araya getirilen akademik verilerin yer aldığı geniş kapsamlı bu kaynak yapıt, özel çekilmiş 1.000’e yakın fotoğraf, mimari çizim, gravür, karşılaştırmalı tablo ve haritanın yanı sıra Osmanlıca-Türkçe Mimarlık Sözlük de içeriyor.
Türkiye’de ve dünyada Osmanlı mimarlık tarihine yönelik hazırlanmış en önemli çalışmalardan biri olarak büyük ilgi gören; İngilizcesi ACC Publishing tarafından Ottoman Architecture adıyla İngiltere’de yayımlanan Osmanlı Mimarisi YEM Yayın’a “Memet Fuat Yayıncılık Ödülü” de kazandırmıştı.