1600’lü yıllarda, Pentas kasabasında kaderi zenginler yazardı; kölelerse yalnızca boyun eğmek zorundaydı...
Köle köleyle, zengin zenginle evlenir; sınıflar asla birbirine karışmazdı. Söz söyleyen köle cezalandırılır, aşk ise onlar için sadece bir eziyete dönüşürdü.
Peki, aşk zincir tanır mıydı?
Başka bir köle olan Zeren, hamile kalmak istemese de bir gün gebe kaldığını öğrenir. Çocuğundan ayrılmamak için eşi Yalçın’la birlikte kaçmaya karar verir. Ancak yolları yanlışlıkla girilmez ormana düşer. Yakaladıklarında Yalçın, efendisi Muzaffer tarafından hayvanlara yem edilmekle karşı karşıya kalır.
Zeren, sevdiği adamı bu acımasız sondan kurtarabilecek mi?
Öte yandan, zengin ve zalim Cemşir Efendi, en yakın dostunun kızı Mayla’ya saplantılı bir şekilde âşık olur. İstediğini alamayınca ortalığı ateşe verir. Mayla, soylu bir ailenin kızıdır. Zenginlik içinde doğmuş, ama yalnızlıkla büyümüştür. Herkes onun bir zenginle evleneceğini beklerken, Cemşir Efendi’nin entrikaları yüzünden kölelik seviyesine düşer. Ve kalbini başka bir köleye, Alaz’a kaptırır.
Cemşir Efendi bu aşkı öğrendiğinde ne yapacaktır?
Mayla’nın da Arya adında bir kızı olur. Fakat Arya da tıpkı annesi gibi bir köle olarak dünyaya gelir. Cemşir Efendi, Arya’yı kendi emelleri için kullanmak ister. Mayla ise kızını kurtarmak için onu erkek kılığına sokarak gizlice başka bir kasabaya yollar. Gerçeği öğrenen Cemşir Efendi, Arya’yı her yerde aratmaya başlar.
Mayla, kızının özgürlüğü karşılığında Cemşir’in tüm şartlarına razı olur.
Ama bu fedakârlığın bedeli ağır olacaktır.
Bir annenin sevgisi, bir çocuğun kaderini değiştirmeye yeter mi?
Ve Arya, karlar altındaki yabancı bir kasabada, henüz altı yaşındayken hayatta kalabilecek mi?
Tarih kokan, sarsıcı ve unutulmaz bir roman.
Toplumsal adaletsizliği, aşkı, umudu ve direnişi; karakterlerin içsel çatışmalarıyla harmanlayan bu hikâye sizi derinden etkileyecek.
