Ben gülün daha bir Leylâ olduğu yerden gelmişim; Bülbülün canda cânanı bulduğu yerden gelmişim. Zorluklarla güreşmişim ayrılıklar meydanında; Sabır küpünün hasretle dolduğu yerden gelmişim. Aramaz ömrün zevkini mızrapla meşveret kuran; Her makamın aynı telden çaldığı yerden gelmişim. Gece, gündüz, an ve yerin ufuklarda karıştığı, İdrâkin teklik deminde kaldığı yerden gelmişim. Bilen anlar (!) , bilmeyenin intizârı da mâsumdur, İlmin noktadan dersini aldığı yerden gelmişim. Morötesi bayırlarda çiçeklenmiş umutlarım, Sûr nefesle yıldızların solduğu yerden gelmişim. Duymamış ol son sözümü (!) , belki kızartır yüzümü: Aklın onuncu boyuta daldığı yerden gelmişim.