Klâsik edebiyatımızın ikinci büyük mesnevisi ve bütün bir dünya edebiyatının en görkemli eserlerinden biri olan Hüsnü Aşk ne yazık ki şimdiye kadar yanlış ve eksik çevirilerin kurbanı olmuş ve bu çok renkli ve çok yönlü eser, hep tek yanlı ve dar bir çerçeveden değerlendirilmiştir. Sebk-i Hindî (Hint üslûbu) dediğimiz girift hayallerin, çok zengin tarihî, estetik, kültürel çağrışımların hakim olduğu bir üslûpla kaleme alınan Hüsn ü Aşk'a bütüncü bir açıdan bakıldığında görülecektir ki; onda sadece tasavvuftaki vahdet-i vücut düşüncesinin sembolik ve alegorik anlatımı yoktur. O, klâsik edebiyatın bütün meselelerine vakıf büyük bir sanatkârın, Hint üslûbunun insan düşüncesini muhayyilenin engin denizinde sonsuz derinliklere daldıran etkisi altında altı aylık müthiş bir beyin fırtınası ile kaleme aldığı, fantastik ve poetik yanının tasavvufî yanından hiç de geri kalmadığı bir şiir anıtıdır... Kitapta, sol sayfalarda Hüsn ü Aşk'ın bugünkü harflerle okunuşu verilmiş; sağ sayfalarda da o beyitler nesir diline aktarılmıştır. Beyitlerin anlaşılabilmesi için yapılması gereken açıklamalar da (454 madde hâlinde) ilgili sayfaların altlarına konulmuştur. Bu notlar ve açıklamalar ve ayrıca beyitlerin nesre çevrilişi sırasında parantez içerisinde yapılan ilâvelerle kitap bir nesre çevirinin boyutlarını aşmış ve artık bir "Hüsn ü Aşk şerhi" niteliğini kazanmıştır.
Yorumlar: İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı öğretim üyesi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, 16. yüzyılın büyük şairi Fuzulî’nin ölümsüz eseri Leylâ ve Mecnun’unun yayımından sonra şimdi de Türk edebiyatının ikinci büyük mesnevisi ve bütün dünya edebiyatının şaheserlerinden biri olan Hüsn ü Aşk’ı neşretti.
18.yüzyılın güçlü şairi Şeyh Galib’in şimdiye kadar yanlış çevirilerin kurbanı olmuş ve hakkında hep tek yanlı ve eksik hükümler verilmiş bulunan Hüsn ü Aşk adlı eseri, aslında sebk-i Hindî (Hint üslûbu) dediğimiz, girift hayallerin, engin tarihî, estetik ve kültürel çağrışımların hâkim olduğu bir üslûpla kaleme alınmıştır ve çok yönlülük özelliği gösterir. Bunu sadece vahdet-i vücut düşüncesinin alegorik ve sembolik açılımından ibaretmiş gibi göstermek, gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Hüsn ü Aşk, klâsik edebiyatın bütün meselelerine vâkıf dâhi bir sanatkârın, Hint üslûbunun insan düşüncesini muhayyilenin engin denizinde sonsuz derinliklere daldırtan etkisi altında altı aylık müthiş bir ruh ve beyin fırtınası ile kaleme aldığı, fantastik ve poetik yanının tasavvufî yanından hiç de geri kalmadığı bir şiir anıtıdır.
Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan’ın üç yıldan fazla süren ve bir arkeolojik kazı titizliği ile önemli bulgulara ulaşan çabasının eseri olan bu kitapta sol sayfalarda Hüsn ü Aşk’ın bugünkü harflerle metni verilmekte; sağ sayfalarda da o sayfadaki beyitlerin nesre çevirileri ve beyit içerisinde değinilmesi gereken hususlar ve açıklamalar bulunmaktadır. Birçoğu haftalar ve aylar süren titiz araştırmaların neticesi olan notlar ve açıklamalar ile, ayrıca beyitlerin nesre çevirisi sırasında ilâve edilen parantez içi bilgi ve ilâvelerle bu kitap bir nesre çevirinin boyutlarını aşmış ve artık bir "Hüsn ü Aşk şerhi" mahiyetini kazanmıştır. Divan edebiyatı sahasının güçlü ismi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan’ın, Şeyh Galip, Hüsn ü Aşk, klâsik Türk edebiyatı, Hint üslûbu ile ilgili önemli bilgilere yer verdiği ve şimdiye kadar yayımlanmış Hüsn ü Aşk çevirilerinin eksikliklerine değindiği kapsamlı bir Önsöz’ün de yer aldığı "Şeyh Galib Hüsn ü Aşk- Metin, Nesre Çeviri, Notlar ve Açıklamalar" adlı büyük boy 420 sayfalık kitap Ötüken Yayınları arasında çıktı. ...