Dr. Sibel Bilgin, bu ilk kitabı olan “Kybele Günlükleri”nde; İd-Ego-Süperego, bilinç-bilinçaltı gibi anlaşılması zor kavramların kolay ve anlaşılır şekilde açıklanmasına, limbik sistem, metafor ve metaforun bilinçli kullanılmasından alegoriye ilişkin tanımların yapılmasına, Walt Disney Tekniğinden hipnoza kadar çeşitli uygulamaların tanıtılmasına, kahveden mum çiçeğine, uzun çalar plaklardan caz, rock, klasik müzik bilgilerine, Mimar Sinan’dan Kolomb’a kadar ilginç şahıs hikayelerine ve İzmir ve Portofino şehirlerinin kendisinde bıraktığı istek, anı ve izlenimlere yer vermiştir.
Tüm bunların yanında, Atom antik Yunancada ‚parçalanamayan‛ anlamına geliyorsa, ilk felsefi görüş ‚Atomculuk‛ ne anlama geliyor? Yine‚ “bütünün kaydı” anlamına gelen Holografi kelimesinden ilhamla türetilen Holistik düşünce nedir? Ya da Platon’un‚ “Mağara Alegorisi ile Platonik Aşk” arasındaki ilişki nedir gibi soruların cevaplarını da kitap içeriğinde verirken üzerinde durduğu konular hakkında düşünmemizi sağlamıştır.
Teretianus Maurus’un‚ ”Her kitabın, okurlarının kapasitesine bağlı bir kaderi vardır.” anlamına gelen ve orijinali‚ “Pro captu lectoris habent sua fata libelli.” olan sözünün üzerinden geçen yüzyıllar içerisinde bu sözün ilk bölümü ihmal edilmiş ve çağımızda‚ “Her kitabın kendi kaderi vardır.” biçiminde kullanılır olmuştur. Sonuç itibarı ile bu kitabın kaderinin okurların elinde olduğu bir gerçek olmakla birlikte, onun yazılmasına sebep olan yazarın iç dünyası, hayatının akışı, bireysel gelişimi, bugün yarattığı etki ve Kybele ismi etrafında oluşan sinerji bu kitabın bir kaderi olduğu hissini vermektedir.