Küçük hikâye türünün Türkçede çok azaldığı bugünlerde Seyda'nın hikâyeleri okuyucular için ilgi çekici bir olay sanırım. Bu hikâyeler onun sanatının anlaşılmasına yardımcı olduğuna göre daha da önem kazanıyor."
-Doğan Hızlan-
"Günümüz genç öncülerinin anlatım darlığı, hikâyeyi kısırlaştırıcı zorlamaları karşısında, Mehmet Seyda'da, hikâyenin her çeşidini, çevreye, kişilere göre değiştirerek ustaca kullanma yeteneğinin geliştiği açıkça görülüyor. 'Evimin Erkeği' hikâyesi, tek başına da olsa, sanatçı titizliği ile kılı kırk yaranların bile beğenebilecekleri, çözümleyici yeni bir anlatım örneği hâlinde karşımızda duruyor."
-Tahir Alangu-
"Hikâyeye 1963 yılında başlamış, çeşitli nedenlerle eserlerini bastırıp adını duyurma imkânlarını bulamamış Mehmet Seyda, 'Başgöz Etme Zamanı'nda dili, anlatışı, kişileri ile Türk hikâyeciliğinin sürüp giden önemli niteliğinden kopmuyor, okuyucu ile bağlarını koparmaya niyetli görünmüyordu. Her sanatçı okuyucu ile tamamlanırdı."
-Kim dergisi-
"Mehmet Seyda başarılı bir yazardır. Sesi soluğu biraz geç çıkmasına rağmen, daha ziyade Sabahattin Ali ekolünün başarılı yazarlarından biri olarak günümüze kalmıştır. Anlattıkları hep inandırıcı, kandırıcı şeylerdir. Yazar, yaşadıklarının, gördüklerinin dışında bir şey yazmamış. İşlek de bir dili var.
-İlhami Soysal-
"Mehmet Seyda, Cumhuriyet öykücülüğümüz içinde gerçekçi öykücüler arasında yer alır. Düzgün ve rahat anlatımı ile Ömer Seyfettin'le başlayan, Refik Halit'le süren ve 1940 kuşağı gerçekçilerine bağlanan klasik diyebileceğimiz bir anlayışın öykücüsüydü."
-Adnan Özyalçıner-