"Shakespeare burada yirmi sene yaşasa birkaç maniden daha fazlasını yazamazdı. İnsanın hayal gücünü, neşesini bir kara delik gibi çekip, birkaç saniyede yok edebilecek bir nihilizm ihtiva ediyordu. Belki de nihilizmin anavatanıydı. Burası hiçbir ideolojinin, hiçbir düşüncenin ve hatta hiçbir kara parçasının mezbeleliği dahi olamazdı. Sınırlarını pek az insan bulabilmişti, görenlerin söylediğine göre bir paspartu gibi onu yaşamdan ayıran dar bir nehir şeridinden sonra başlıyordu. Bir ülke olsa, insanlar buranın vatandaşı olmak yerine yurtsuz kalmayı yeğlerlerdi. Yolunu şaşırıp geçen bir ressamın hayret dolu betiminde bir irin seliydi burası. Atölyesine döndüğünde burayı resmetmek istemiş tuvali bomboş bırakmayı uygun bulmuştu.