Roman denince akla gelen ilk isim olan Dostoyevski, Budala’da okurlara edebiyat tarihinin en güçlü kahramanlarından birini, Prens Mışkin’i sunar. “Tümüyle iyi bir insanı” anlatmak için kaleme alınan romanda Mışkin’in saflığı, ,diğer dünyalıların düzenbazlığının derecesinin ölçülmesinde bir sabit olur okuyucular için. Budala, Psikoanalitik incelemeleri ve toplumsal çözümlemelerinin yanı sıra sarsılmaz kurgusu ve ölümsüz karakterleriyle de öne çıkar. Mehmet Özgül’ün etkileyici çevirisiyle Everest Yayınları’ndaki yerini alan Budala, tekrar tekrar okunacak bir klasik. “Herkes bana budalaymışım gibi davranıyor. Bir zamanlar hastayken gerçekten de öyleydim. Ama şimdi, Budala yerine konulduğumu bildiğim halde Budala olabilir miyim? Bir yere girdiğim zaman, Bak beni Budala yerine koyuyorlar, ama ben akıllıyım işte. Kimse de bunu fark etmiyor. Diye düşünüyorum. Bu düşünce çoğu zaman aklımdan çıkmıyor.”