ilavuz Köy Enstitüsü mezunu olan Ümit Kaftancıoğlu, bozkırda açan ateş çiçeklerinin en direşkenlerinden biriydi. Çocuk edebiyatının henüz sözünün edilmediği bir dönemde çok sayıda eseriyle çocukların ve gençlerin hayal dünyasını zenginleştirdi. Ezenlerin karşısında dik duran, hakkını koparıp almasını bilen Erdeli adlı bir çocuk kahramanın hikâye edildiği Altın Ekin romanı, yayımlandığı dönemde çok ses getirdi, önemli tartışmalara konu oldu. Şırıl şırıl derelerin aktığı, kuşların ötüştüğü bir değirmendi Erdeli’nin yurdu. Değirmenci babasının en büyük hayali onun okuyup büyük adam olmasıydı. Ekmeklerini sağlayan değirmen, yollarında koşup oynadığı ata yurdu terk edildi Erdeli için. Ancak adı gibi korkusuz, yiğit bir çocuk olan Erdeli, önce okulu, sonra yol boyunca karşılaştığı insanları ardında bırakarak emeğin yurduna, büyükşehire geldi. Çalıştı, çabaladı meslek sahibi oldu. Ve sonunda topluma yarayışlı, üretken bir yurttaş olarak umudunu kendisine bağlamış sevdiklerinin yanına geri döndü. Bir işyeri açtı. “Kimsenin alınterini içmeyen, emeğini yemeyen, herkese kazancını veren, herkesin geleceğini düşünen, tek sürtüşmenin çıkmadığı bu iş okulu”nun adı “Altın Ekin Dökümevi”ydi.