Toplumların ahlaki düzeyleri ya da devletlerin hukuka bağlılık dereceleri sahip oldukları adalet inancı ve anlayışlarında kendini gösterir. Bu erginliğin en iyi ve gerçek görünümü ise yargı organlarının görevleri sırasında takındıkları tavır ve yetkinliklerinde müşahede edilebilir. Onun için toplum ya da devletlerin gerçek yapı ve düzeylerini tanımanın sağlam yollarından birinin de adalet kurumlarının incelenmesi olduğu yadsınamaz. Sokrates ile Şeyh Bedreddin gibi iki ünlü kişinin rol almış bulunduğu davaların incelenip değerlendirilmesine özgülenmiş bu çalışmayla; adalet duygusunun ilginç özelliklerine değinilmek istenilmiştir. Her şey düzgün ve iyi iken adil olmak kolaydır. Önemli olan en karmaşık ve tüm değerlerin sarsılmakta olduğu zamanlarda da gerçeği hâkim kılabilme hasletine sahip olabilmektir.