En kısa tanımıyla çağa ayak uydurma olarak değerlendirilen reformlar, 15-17. yüzyıllar arasında tüm Avrupa'yı etkileyen ve Katolik kilisesine karşı yapılmış devrim niteliğindeki hareketlerdir. Katolik kilisesinin aşırı zenginleşmesi ve yozlaşması, siyasetle ve dünyevi etkinliklerle daha fazla ilgilenmeye başlaması, birçok din adamının tepkisini çekmiş ve reform taleplerine yol açmıştır. Almanya'da başlayarak Fransa, İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerine yayılan reform hareketleri, sadece Protestanlık mezhebinin doğmasına neden olmamış, ayrıca tüm dünyanın sosyal yaşam, insan ve kadın hakları, eğitim kalitesi, ekonomik altyapı, kültürel bakış açısı, hukuki düzen ve dini dengeler açısından da çağ atlamasını sağlamıştır.
Ancak hiçbir devrim kolay ve sancısız değildir. Martin Luther'den Thomas Müntzer'e, Ulrich Zwingli'den John Calvin'e, Philipp Melanchton'dan Martin Bucer'e kadar tarihe mal olmuş birçok isim reformlar için mücadele etmiş, ancak aydın fikirlerini ortaçağın çıkarcı yönetimlerine kabul ettirene kadar sayısız isyan, savaş ve çatışmaya neden olmuş ve çoğu, ortaçağ zihniyetinin en acımasız yöntemleriyle cezalandırılmıştır.
Boston Üniversitesi, Teoloji bölümü Profesörü Carter Lindberg'in kaleme aldığı Avrupa'da Reform Tarihi, ortaçağ Avrupası'nın dinle siyasetin iç içe geçtiği entrikalarla dolu dönemlerine birçok açıdan ışık tutmakta ve reformların günümüze kadar uzanan etkilerini gözler önüne sermektedir.