“Hakikate, ancak görünenin ardına gizlenen görünmeyeni yorumlayabilen erişebilir.”
İzmir’de büyüyüp yurt dışında eğitim almış iki genç akademisyenin cinayete kurban gitmesiyle açılır perde. Cinayet büronun deneyimli başkomseri soruşturmayı ekibiyle birlikte büyük bir özveriyle yürütürken, bir perdenin daha açılmasıyla uluslararası bir komplonun parçası olan, mesleğinde saygın bir psikiyatr sahne alır. Aynı zamanda bazı karteller ve uyuşturucu sorunu da arka planda görünür. Öte yandan cinayetin ardına gizlenen örgütlerin, gizli servislerin kendilerine özgü gizemli mücadelesi başlar. Öykü boyunca İzmir’in çeşitli mekanlarının, kültürünün ve yaşam tarzının izlerine de rastlanır. Bir insanın hedefine ulaşmak için neleri feda edebileceği ve en yakın dostlarından bile vazgeçebileceği anlaşılırken, adeta satranç tahtasında birbiri ardına gelen hamlelerle gerilim giderek artar. Cinayet büro kendini, bir anda gizli servisler arasındaki mücadelenin içinde bulur. Tüm bunlar olurken, cemaat maskesi ardında dönen rant ve güç trafiği de açığa çıkar. Siyah ve beyazın iç içe geçtiği bu öyküde, kimin dost kimin düşman olduğu bir sis perdesinin arkasına gizlenir. Bu sisi ortadan kaldıracak olan, ekip ruhu ve dayanışma olacaktır. Öykünün sonuna doğru giderek tırmanan tempoda, günümüzün yozlaşan değerlerini, karşılıklı çıkar ortaklıklarını ve çatışmalarını deneyimledikten sonra sürpriz bir final kapıda beliriyor.