İçeriden iki kişinin ittiği morg sedyesine benzer bir masada parti pastası geldi. Pasta morg masasına yatmış bir insan cesediydi: Felix'in cesedi...
-Ulu Tanrı’m, diye iç geçirdi Felix sarsılarak.
İleriye doğru baktı Whitman. Eski heybetinden eser kalmamış Adams Park, tam karşısında duruyordu. Pek çoğunun anlayamayacağı o duyguyla anıları gözünde canlandı. Ada futbolunun o eski ve parlak günleri, babasının omzunda maç izlediği yıllar...
-İki el ateş edilmiş. İlk kurşun boğazını delip geçmiş, ikincisi göğsüne. İkincisi onu yere sermiş ama ölümcül olan bu değil, ilki.
Sehpanın üstünde taktik donanımları sökülmüş bir de baretta 1.9 vardı. Namludaki mermi dışında onun da iki mermisi eksikti...
Whitman, onlara ulaştığında nefes nefese bağırdı:
-Hangi cehennemdeydin!!!
-Anarşi düzeyinde olmasa da nihayetinde amaçlanan bir kaos olduğunu düşünüyorum. O meşhur giriş cümlesini hatırlayın: Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü...