Edu 8 yaşında, 121 santim boyunda ve 24 kilogram ağırlığında bir çocuktur. Diğer birçok çocuk gibi, çikolatalı ekmeği, ağaçlara tırmanmayı ve şeker dükkanının o renkli raflarına bakmayı çok sever. Fakat biberi, kolayı ya da yatak odasının pencerine çarpan sineklerin sesini sevmez. Yerinde duramayan, hayalperest, korkusuz, enerjik, birazcık sabırsız, oldukça da büyüleyici biridir. Edu, öbür arkadaşları gibi sadece evde oyuncaklarıyla oynamayı değil, aynı zamanda tahta kulübelerin içerisinde vakit geçirmeyi ve eşyaları söküp takmayı da sever. Her gün öğle yemeğinden sonra mutfak sandalyelerini söker, karmaşık yapılar inşa eder, onların üzerini masa örtüsüyle örtüp kalelere, gökdelenlere ya da bahçeli evlere dönüştürür. Çünkü Edu mimar olmayı her şeyden çok istiyor. Bu amacını gerçekleştirmek için, geçmiş çağlarda inşaedilmiş evleri incelediği bir maceraya atılır. İyi bir tasarımcı aynı zamanda iyi bir gözlemci olmak zorundadır. Bu kitapta Edu, dünyadaki en güzel evi bulmayı çabalarken, bizi mimarinin en önemli eserlerine doğru yapılan bir yolculuğa sürüklüyor.