İyilik ve kötülük… Antikçağdan günümüze değin sanattan edebiyata, felsefeden gündelik dile pek çok alanda tezahür eden bu karşıtlık, nesnel gerçekliği ile gündemimizde pek az yer alır. “İyi” ve “kötü” kavramları çoğu zaman sosyal ilişkilerimizi değerlendirdiğimiz kullanışlı kategorilerdir. Bazen de hayatı anlamlandırırken müracaat ettiğimiz işlevsel kalıplardır. Filmlerin, romanların ya da diğer sanatsal kurguların tanıtım sloganlarında varoluşun “iyinin ve kötünün bitmek bilmez mücadelesi” olarak betimlendiği kulağımıza çalınmıştır. Bununla birlikte iyiliğin ve kötülüğün mahiyetini, nedenlerini ve sonuçlarını anlama çabası tüm bunların ötesinde konumlanır. İşte bu anlama çabasının izinde elinizdeki kitapta, iyilik ve kötülük olguları psikoloji bakış açısıyla irdelenmiştir.
İlk olarak felsefede iyiliğin ve kötülüğün nasıl ele alındığına değinilmiş, ikinci ve üçüncü bölümlerde ise iyilik ve kötülük olguları ayrı ayrı ele alınmıştır. İzleyen bölümlerde gelişim penceresinden iyilik ve kötülüğe bakılmış, akabinde din ile iyilik ve kötülük arasındaki ilişki sosyal psikoloji çalışmaları gözünden mercek altına alınmıştır. Böylelikle “İyilik nedir ya da ne iyiliktir?”; “İyilik nasıl ortaya çıkar?”; “Neler iyiliği kolaylaştırır, artırır, görünür kılar?”; “Kötülük nedir ya da neler kötülüktür?”; “Kötülük nasıl azaltılabilir, önlenebilir?” gibi sorulara karşılık olarak kuramsal açıklamalara ve psikoloji araştırmalarından elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Bu kitap, özetle, iyiliği ve kötülüğü anlama gayreti içindeki herkes için bilimsel bir resim sunmaktadır.