"Şehit mi düştü bir asker? Cennet koktu heryer."
Sarrafa vardığında, önce bileziği tarttırdı. Yetmiyordu reçete fatura bedeline, bir de eski ilaç borçları vardı çünkü. Sonra baba yadigarı künyeyi çıkardı, şehit babası gözünün önüne geldiği halde.Eli titriyordu. İki arada bir derede kalmıştı şimdi. Canını alsalar vermeyeceği baba yadigarı künyesine son kez baktı. Babasının hayatta olduğu günler geldi, gözünün önüne. O günlerin özlemini duydu içinde sindire sindire. Ve babasız geçirdiği yılların eziklik duyguları ağır bastı, duygu ve düşüncelerinde. “Allah kimseyi babasız bırakmasın?” dedi, içini çekerek. Ve hâlâ hayatta olan annesini kurtarmak için, künyesini çıkarıp, tereddütsüz bıraktı terazinin üzerine. En kutsal emanet, en kutsal yere harcanıyordu nede olsa. Babasına ihanet değil, ruhunu şad edecek bir hareketti bu yaptığı. O da bunun bilincine varmıştı.