Ekonomik Entegrasyon
Bugün Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri gergin, limoni. Bir zamanlar, çok değil daha on-onbeş yıl önce, AB’den müzakere tarihi alabilmek ve tam üyelik müzakerelerini başlatabilmek için Türkiye'de reform üstüne reform yapılıyor, AB ile bütünleşmenin önemi her platformda tartışılıyor, liderlerimizden gelen mesajların da etkisiyle Türkiye'de AB’ye kamuoyu desteği zirveye tırmanıyordu. Ne olduysa oldu, son yıllarda AB ile ilişkilerimiz giderek bozuldu, gerginleşti. Bunda Birliğin Türkiye'ye verdiği bazı sözleri tutmaması kadar, Arap Baharı ve Suriye krizi bağlamında yaşanan gelişmeler ve Türkiye'nin giderek daha bağımsız bir dış politika yörüngesine kaymasının da rolü var. Gerilimin siyaseten kazandıracağı prim ve safları sıklaştırma etkisi de göz önüne alındığında, ilişkilerin gerilmesi sanırız daha anlaşılabilir bir hal alır.
Her şeye rağmen Türk siyasetçilerinin AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu sık sık vurgulamaları önemlidir. Sadece Almanya’da 4 milyon, Avrupa’da ise 5 milyona yakın vatandaşımızın yaşadığı, dış ticaretimizin yaklaşık %40’ının AB ile yapıldığı, Türkiye'ye yönelik turizm ve yabancı yatırım akımlarının ezici çoğunluğunun Avrupa kaynaklı olduğu göz önünde bulundurulursa, Birlik ile ilişkileri germenin veya köprüleri atmanın Türkiye'nin çıkarına olmayacağı, her türlü izahtan varestedir. Daha da önemlisi, Türkiye'nin demokratikleşme ve sivilleşme sürecine Avrupa Birliği tam üyelik sürecinin yaptığı katkıları inkar etmek akılcı değilidir. Bütün sular durulduktan, Ortadoğu’nun sıcak ve kaygan taşları yerine oturduktan sonra, AB ile ilişkiler yeniden ve daha olumlu bir mecraya girecektir.
Elinizdeki kitabın ilk baskısı Orion Yayınları tarafından 2006 yılında yapılmıştı. Aradan 12 yıl geçti, hem kitabın mevcudu kalmadı, hem rakamlar eskidi, hem de Türkiye-AB ilişkilerinde köprülerin altından çok sular aktı. Yani, yeni bir baskının zamanı gelmişti. Biz de gereğini yaptık.
Kitap birçok bakımdan yenilendi, güncellendi, gözden geçirildi, içeriği kısmen değiştirildi ve zenginleştirildi; böylece yeni bir çehreye kavuştu.
İlk olarak, bölgeselleşme ve bölgesel ekonomik entegrasyonun teorik ve tarihsel arka planının tartışıldığı genişçe bir bölüm eklendi. Ekonomik entegrasyon üzerine kavramsal ve kuramsal açılımlar yapıldı; bölgesel iktisadi bütünleşmenin türleri açıklandı; bölgeselleşmenin tarihsel gelişimi masaya yatırıldı. Gelişmekte olan ülkeler açısından bölgesel entegrasyonun önemi ve aşarılı olma koşulları üzerinde duruldu. Böylece kitap, sadece bir Avrupa Birliği inceleme kitabı olmaktan çıktı ve daha geniş bir içeriğe kavuştu.
İkinci olarak, Avrupa Birliği eksenli olarak 2006-2016 arasında geçen on yıllık dönemde meydana gelen gelişmeler ilave edildi. Olaylar ve yakın tarihte meydana gelen gelişmeler içeriğe dâhil edildi. Güzel bir yol haritası sunan Türkiye-AB ilişkileri kronolojisi son yılın gelişmelerini içerecek biçimde güncellendi.
Üçüncü olarak, tablo ve grafikler güncellendi, rakamlar mümkün mertebe kesinleşmiş son verilerle yenilendi. Bazı tablo ve grafikler çıkarılırken, bazı yeni tablo ve grafikler ilave edildi.
Son olarak, bazı bölümler birleştirildi, bazıları sadeleştirildi, yeniden düzenlendi, böylece daha sade bir görünüm ortaya çıktı.
Kitap bölgesel iktisadi bütünleşme, ekonomik entegrasyon ve Avrupa Birliği ile ilgilenen başta lisans ve lisan üstü çalışmalar yapan üniversite öğrencileri olmak üzere geniş bir yelpazeye hitap edecek şekilde hazırlanmıştır. Ortalama bir okuyucuyu ilgilendirecek pek çok malzeme taşıması bakımından da bu kitabın oldukça vaatkar olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle, Avrupa Birliği ile ilgili doğru bilinen yanlışlar ve AB-Türkiye İlişkileri Kronolojisi, genel bir resmin çekilebilmesi açısından ortalama bir okuyucu için fevakalde yol göstericidir.
Elinizdeki eserin sizlerle buluşmasında birçok dostumuzun katkısı var. Kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. Özellikle verilerin güncellenmesi konusunda yardımcı olan Şerife Özşahin, Günay Özcan, Hüsnü Bilir, Fatih Kaleci ve Mustafa Gömleksiz’e teşekkür ederim.
Hayatın her halinde sürekli yanımızda olan aile bireylerimize ve dostluklarını en kötü şartlarda bile gösterme cesareti taşıyan gerçek gönüldaşlarımıza” müteşekkiriz. Son olarak kitabın yayına hazırlanmasında emeği geçen Savaş Yayınevi’ne ve değerli yöneticisi Barış Gezerkaya’ya teşekkür ederiz.
Şubat-2018
Prof. Dr. Mehmet Dikkaya
Kırıkkale Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa Acar
Necmettin Erbakan Üniversitesi