Uluslararası Para Sistemi, ülkeler arasında mevcut döviz kurları ve ödeme ilişkilerini düzenleyen kural, anlaşma ve kurumların oluşturduğu bir bütündür. Uluslararası para sistemi ticari ilişkilerde yaşanan denkleştirme, belirsizlik, likidite ve güven sorunlarını ortadan kaldırmakta ve çok taraflı bir ödemeler sisteminin geliştirilmesine yardımcı olmaktadır.
Uluslararası ticari ilişkilerde kullanılacak para biriminin en temel sorunu, para arzını kimin yapacağının belirlenmesi ve diğer paralarla olan değişim oranının tespitidir. Bu sorunların ortaya çıkmasının temel nedeni, ülkelerin farklı para birimi kullanmasıdır. Bu sorunların ticari ilişkilerde ortadan kaldırabilmesi için etkin, güvenilir ve ortak bir değişim aracının geliştirilmesi gerekmektedir.
19. yüzyıldan 1. Dünya Savaşı’na kadar olan dönem, dünya açısından istikrarlı bir dönem olarak kabul edilir. Bu istikrarın oluşmasında kuşkusuz, Altın Para Sistemi’nin önemli bir rolü vardır. 1. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan krizler ve ekonomik sistemlerin tamamen çökmesi ve dünya ticaretinin artan hacmi, Altın Para Sisteminin yetersizliklerini ortaya çıkarmış ve ülkeleri II. Dünya Savaşı yıllarında yeni bir sistem arayışına itmiştir. Bu süreç sonrasında 1944 yılında Bretton Woods kasabasında uluslararası para sistemine yeni bir düzen getirmek için bir konferans düzenlenmiş ve bu konferans sonrasında konferansın yapıldığı şehrin adı ile anılan “Bretton Woods” sistemi uygulanmaya konulmuştur. Bretton Woods sistemi de 1960’ların sonunda tıkanarak 1970’lerde dünya çapında yaşanan ekonomik kriz sonrasında uygulamadan kaldırılmak zorunda kalmıştır. Günümüzde ise, uluslararası kurallara bağlı bir sistem kurulamamıştır. Her ülke kendi para sistemini uygulamaktadır. Fakat bunun yanında çeşitli ülkeler paralarını tek bir ülkenin paralarına bağlarken bir kısmı da Euro gibi parasal birlikler oluşturmuşlardır. Bu süreçte küreselleşme olgusu ülkelerin para sistemlerinin birbirleriyle etkileşimini sağlayarak ulusal sınırların içerisinde kalmasını güçleştirmiştir. 1990’lı yıllarda artan küreselleşme, kendisini özellikle sermaye akımlarının büyük hacimlere ulaşmasında ve sıklaşan krizlerde göstermiştir.
2008 yılında dünya ölçeğinde görülen küresel kriz ile birlikte, hemen herkes küreselleşme, sermaye akımları, IMF, Dünya Bankası, Kur rejimleri, uygulanan para ve maliye politikalarının yanında sistemin kendisini yani mevcut kapitalist sistemi ve onun en önemli mekanizmalarından biri olan uluslararası para sistemini tartışmaya başlamıştır. Önümüzdeki dönem, bu tartışmaların daha da yoğunlaşacağı, alternatif önerilerin sıklıkla gündeme geleceği bir dönem mi? Yoksa eski sistemin kısmen düzeltilerek tekrar sahneye sunulacağı bir dönem mi olacaktır? Elbette izleyen dönem bize bunu gösterecektir. Biz çalışmamızda uluslararası para sisteminin geçirmiş olduğu yaklaşık 150 yıllık periyodu, küreselleşme sürecini göz önünde alarak hem teorik hem de uygulamaya yönelik bakış açıları ile incelemeye çalıştık. Kitabın son bölümlerinde ise mevcut para sisteminin yarattığı sorunlar ve bunların çözümüne yönelik reform tartışmalarına ağırlıkla yer vermeye çalıştık.
Her çalışma, büyük sabır ve özveriyi gerektirir. Bu süreç, sadece yazarlar için değil aileler ve dostlar için de meşakkatli bir dönemi kapsar. Bu çalışma sırasında bize desteğini esirgemeyen ailelerimize ve dostlarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Son olarak çalışmadaki mevcut hata ve eksiklikler, bütünüyle bizlere aittir. Kitabın tüm öğrenci ve okurlara yararlı olmasını dilerken her türlü eleştiri ve katkılarınızın, kitabın diğer baskılarında bize yol göstereceğini belirtmekten mutluluk duyarız.