Önce içimiz korku ile doldu. Sonuçta çatıda bir aydınlatma yoktu ve güvercinler bizi yeterince tedirgin etmişti.
Bir de orada yatan her neyse garip bir şekli vardı. Bir güvercin olmadığına yemin edebilirdik ama ne olduğunu da bilemiyorduk. Harun’la bir süre uzaktan baktıktan sonra ilk adımı o attı. Başımızı eğe eğe se sessizce yürüdük ve bir anda yerde korkuyla yatan şeyin “Gaaak!” diye bağırmasıyla havaya zıpladık.