Gelecekte yaşanacak tüm olayların ağırlığı başkaları tarafından omuzlarına yüklenen Gümüş Saçlı Kız, bu yükü taşımayı reddederek kendi umuduna doğru yola koyuldu. Bu yolda hem ezeli düşmanını hem de ebedi aşkını bulurken, güvenebileceği tek şeyin “güvensizlik” olduğunu öğrendi. Attığı her adım bilmediği bir diyara doğru götürüyordu onu. Tüm yaşanacaklar yaşanıp bittiği anda, kanlı bir savaşın ve acıyla kabullenmek zorunda kaldığı ölümlerin tam ortasında can buldu.
Kehanet söylenmişti, kader yazılmıştı… Değiştirilemezdi. Peki, gerçek bilinenden mi ibaretti, yoksa hiç açılmamış kapıların ardında mı gizliydi?