Baldwin’in on yıl yaşadığı ve yaratıcılığını bulduğu Paris’te yazdığı Givanni’nin Odası, o günler için işlenmesi bir hayli cesaret isteyen bir konuyu, “eşcinsel aşk”ı ele alıyor: Amerikalı beyaz delikanlı David’in Paris’te İtalyan garson Giovanni ile yaşadığı eşcinsel ilişki, toplumsal değer yargılarının baskın çıkışıyla bu ilişkiden kaçıp ve evli bir erkek olarak “güvenli” bir hayat sürmek için eski sevgilisi Hella’ya sığınması ve bütün bu çabaların üçüne de trajik sonuçlar getiren sonuçsuzluğu…