Dimitri Verhulst, modern Belçika edebiyatının dünyaya kazandırdığı, yirmi birinci yüzyılın en sivri dilli ve en sansasyonel romancılarından. Tabiri caizse, edebiyatın haylaz çocuğu. Kalemini bir çekiç gibi kullanmaktan çekinmeyen bir yazar. İlk olarak Avrupa’daki mülteci meselesini işlediği Problemski Hotel’le adını duyuran, sonraları pek çok aykırılıkla suçlanan Verhulst, mahkeme salonlarının da gediklisi.
Flandre’de bir yerde, unutulmuş bir köyde, çocuğun biri babası ve üç amcasıyla birlikte büyükannesinin evinde yaşıyor. Hepsi de kaba saba, görgüsüz ve alkolik. Toplumsal sınıfın dibine demir atmış ve hayattan beklentisi olmayan bu ailenin hayatı gerçek bir keşmekeş.
Yarı otobiyografik romanında Verhulst görgü kurallarından ve utançtan yoksun, yabancılaşmanın ve sosyal mahrumiyetin başı çektiği melankolik bir dünyayı anlatıyor. Beyaz perdeye de uyarlanan Çölde Kutup Ayısı, işe yaramazlığın, ötekiliğin, alkolizmin, kavga dövüşün ve terk edilmişliğin romanı.
“Doğal, gerçekçi, bir ailenin olumsuz yanlarını zerre gizlemeden resmeden bir kitap.” –Booklist
“İnsanın nevrini döndüren ve merakını uyandıran bir roman.” –The Guardian
Erhan Gürer’in Felemenkçe aslından çevirisiyle.