Almanya’nın asil ve köklü Lindenbaum ailesinin yaşayan son üyesi Karl von Lindenbaum, soyluluğun tükenmeye yüz tuttuğu ve avamlığın egemen olduğu günümüzde okuyucuyu insan ruhunun dehlizlerinde cüretkâr ve büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor.
Nietzche, Poe ve Lovecraft gibi üstatların izinden giden yazar, Gotik ve fantastik tarzıyla okuyucuyu en kırılgan tarafıyla yüzleştiriyor. Kitap; güçlü anlatımıyla; antik çağlardan, 19. Yüzyıl Viktoryen Avrupa’ya, oradan günümüzün karmaşık ilişkilerine ve siber teknolojilerin hâkim olduğu bir geleceğe uzanıyor. Bu sayede okuyucu sonsuz bir zaman ve mekân aralığında eşsiz bir okuma keyfine erişiyor.
Toplam kırk bir kısa öykü ve şiirden oluşan bu sıra dışı eserde: esrarengiz Monolit’le, Gölgeler Ülkesi’nin Baron’u ve hizmetçisi Justine’le, Ölüler Diyarı ve Nodens’in Kara Kitap’ıyla, Hermetik Büyücüler Tarikatı ve Sibirya tundralarındaki kasvetli kulenin harabeleriyle, Yeraltı Tanrısı Hades’in karısı Persephone ve Dr. Lewis Archibald’la ve dünyayı tek başına yöneten o gizemli beyefendiyle karşılaşacaksınız.
Kitabı bir solukta okurken; “Enginlik, bilinmezlik, hayranlık, dehşet, umut, beyhudelik ve aşk” gibi duygularla dolacak; insanın karanlık ve aydınlık yönleri arasında bocalayıp, gerçekle hayal arasında fantastik bir yolculuğa çıkacaksınız.
