Ah, o kavgacı Kıpkıp! O kendini beğenmiş kibirli elma ağacı. “En güzel elma benimmm... Kıpkırmızı bedenim Tatlı, sulu, kokulu... Çoktur benim sevenimmm... lay lay!“ diyerek bağıra çağıra şarkılar söyleyerek bizi erkenden uyandırmasaydı, bana kötü örnek olmasaydı, belki de başımıza bunlar gelmezdi değil mi ama... Aaaa... Ben mi? Şeyy adım Tatkız! Ben çok tatlı, çok sulu, çok güzel bir elmaydım ama ah, neden kibirli, söz dinlemez, kendini beğenmiş bir elma oluverdim. Hatalarımı çoğaltırken anneciğimi, kardeşlerimi, arkadaşlarımı nasıl da incittim. Ah çocuklar, başıma neler geldi neler bir bilseniz. Çok üzgünüm! Artık böyle davranmamam gerektiğini biliyorum ama... Bu kitabı okuduğunuzda siz de beni ayıplayacaksınız biliyorum. “Artık çok geç“ diyeceksiniz. Öyle de olsa okumanızı istiyorum. Çünkü “Zararın neresinden dönsen kârdır“ diyen atalarımız çok haklı.