Hep derim “Rüyalarımı bir yerlere yazayım.” diye ve evet, bunu hiç yapmam! Peki, şimdi benimle tek tekerlekli bisiklet mi konuştu yoksa palyaço mu? Umarım bisiklettir; zira palyaçolardan nefret ederim ve ayrıca gözüme vuran güneşten de! Yine sabah olmuş ve ben rüyasında dahi intihar etmeyi beceremeyen bir adamım.
Zeus bir haftadır her akşam Poseidon'dan küveti doldurmasını rica ediyor, sonra küvete girip suyun içine yıldırımlar gönderiyordu. Ama nafile, hiçbir şey hissetmiyordu. Her defasında “watt”ı arttırıyordu ama unuttuğu bir şey vardı. Kendisine yer altı dünyası verildiğinden beri Hades, Zeus'a karşı çokta iyi duygular beslemiyordu. Hades'ten izinsiz yer altı dünyasına geçemeyeceği için Zeus'un bu denemeleri yalnızca apartmanın elektriklerinin zırt pırt kesilmesinden başka bir işe yaramıyordu. Apartman sakinleri ise bu duruma pek tepki göstermiyorlardı. Bunun iki nedeni vardı: Birincisi Zeus'un apartman yöneticisi olması; ikincisi ise birikmiş aidat borçları. Bu buhrandan nasıl kurtuluruz adlı toplantımız ise meyve vermişti.
Görkem Kızıldağ dehası ve diliyle -intihar etmeyi isteyen ve bunu onlarca şizofrenik deneyimle birleştiren bir karakterin- yaşadıklarını konu alıyor. Birbirine benzer eserlerden sıkılanlar ve farklılığı deneyimlemek isteyenler için bir başyapıt.
“İntiharsızlık, düşünce sınırlarını zorluyor. Okuyanların zihinlerinde çok farklı bakış açıları oluşturacağından eminim.” - Umut Kısa