“Kötü, beğenmediğimiz durumlara alışmayı sıkıcı, istenmez buluruz da güzel, sevdiğimiz varlıklara, durumlara alışmayı o kadar da itici, rahatsız edici bulmayız nedense.
Kötü alışkanlıklara karşı uyaranımız çoktur ama ‘alışkanlığa’ karşı uyarılmayız nedense. Çünkü alışkanlığın iyisi kötüsü olmaz ve alışkanlık bütünüyle kötü birşeydir! İyi alışkanlıklar nelerdir sayabilir miyiz? İnsanlara iyilik etmek, sevmek, kitap okumak, namaz kılmak, selamlaşmak, dua etmek, ağlamak, yağmurda yürümek, düşünmek (hadi bu eylemi dindarlaştırarak (!) yazalım bir de; tefekkür etmek), dostluk, aşk, tebessüm etmek, kendi yalnızlığına yani kendi Hira’na çekilmek... Bunlardan hangisi alışılarak gerçekleştirilir ki?!”
Asım Gültekin, Alışmak Ölümüne Karşı’da bir şeylere karşı duruyor. Ters açıdan bakmayı öneriyor. İlk bakışta ters açı gibi görünen şeyin daha yaklaştıkça herşeyi başkasının gözlüğünden görmeye alıştırılmış gözlerimiz için en tabii hal olduğu anlaşılıyor.