Tarih boyunca türlü medeniyetlere sahne olan Trabzon, bu medeniyetlerin izleri bulunan zengin bir kültür-san`at mirasına sahiptir. Trabzon, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında Osmanlı topraklarına katılmış, her alanda parlak bir döneme girmiştir. Fatih, Trabzon`un fethi günlerinde, Zigana Dağları`nda ordusuyla binbir güçlükle ilerlerken, yanında bulunan Uzun Hasan`ın annesi Sara Hatun`un kendisine Oğul, Trabzon için bunca zahmete gerek var mıdır? diyerek bu fatihten caydırmak istemesine karşılık; Trabzonun fethinden maksat kale fethetmek ve servet kazanmak değildir. Buraları Müslümanlara vatan yapmak, Allah`ın rızasını ve cihat sevabını kazanmaktır. bu zahmet din içindir. Bundan ötürü çektiğimiz sıkıntılardan daha çoğunu da çeksek yine azdır! şeklinde cevap vermiştir. İşte Fatih, fetih ruhuna uygun olarak, Trabzon`un maddi fethini manevi fetihlerle tamamlamak için, dini ve sosyal alanlarda hizmet verecek eserler ve kurumlar kurulmasına, bunların sonsuza kadar yaşatılmasını sağlayacak vakıflar tesis edilmesine öncülük etmiştir.