Son yüzyılda Kur'an-ı Kerim muhtelif şekillerde "söz konusu" olmuştur. Söz konusu olma diğer taraftan bir tür "dile düşme"yi de ifade etmektedir. Son yüzyılda gerçekleşen ve gittikçe yaygınlaşma emaresi gösteren olgu, Kur'an'ın dile gelmesi olmayıp, dile "düşürülmesi" ve bu yolla da onun irtibatın en iyi ihtimalle lafzı ve lisanı bir noktada tutularak, "nesneleştirilmesi" ve "tüketilmesi" olarak tebarüz etmektedir. Çünkü aynı olarak gerçekleşmeyeni "söz konusu" etmek, onu "dile düşürmek"tir.
Halbuki Kur'an, Müslüman için hakkında konuşulan bir "nesne" değil, bir varlık kaynağıdır. Varlık kaynağı olmasıyla çıkardığı ile irtibatı açısından da bir bilgi kaynağı olarak söz konusu olagelmiştir. Bu süreç, araya sömürgeleşmenin girmesi sebebiyle akademik anlamda bir kesintiye uğramakla birlikte, artık yavaş yavaş bunun farkına varılarak, aslı olanın kendi asliyyeti içerisinde yeniden keşfini düşünmek imkan dahiline girmiş gözüküyor. Çünkü Yüce Allah, "arzı, ölümünden sonra yeniden ihya eder." Bu kitapta bir araya getirilmiş olan yazılar, bu imkanı düşünme ve hatırlama, fikretme ve dile getirme yolunda gerçekleşen çalışmalardır.