“Sizde istediğim bir şey var. İskenderiye bağlantisi. Onu siz sakladiniz ve yeryüzünde onu bulabilecek tek kişi sizsiniz. 72 Saatiniz var… 72 Saatin sonunda sizden bir haber alamazsam çocuksuz kalacaksiniz.”
Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı’na bağlı eski bir ajan olan Cotton Malone Kopenhag’daki kitapçı dükkânında emeklilik günlerinin tadını çıkartmaktadır, ta ki oğlunun kaçırıldığını öğrenene dek... Oğlunu kaçıran kişilerin Malone’dan istediği, Kayıp İskenderiye Kütüphanesi’nden geriye kalanlar hakkında bildiklerini açıklamasıdır. Asıl ulaşmak istedikleri ise İsrail’in Tevrat’a dayalı meşruiyet iddialarını boşa çıkartacak ve böylece Orta Doğu’nun kaderini değiştirmekle kalmayıp dünya üzerindeki üç semavi dini temellerinden sarsacak güçte kadim belgelerdir.
Kimilerine göre İskenderiye Kütüphanesi’nin ifşa edilmemiş sırları mutlak güce açılan kapının anahtarıdır. Bugüne dek bu gücü elinde tutmak isteyen pek çok kişinin iştahını kabartan kütüphane bu kez de tarihin akışını değiştirmek isteyen uluslararası çapta nüfuzlu kimselerin hedefi haline gelmiştir ve onları başarıya götürecek bilgiye sahip olan tek kişi de Cotton Malone’dur.
Malone, peşinde profesyonel katiller, yanında olaylı bir şekilde ayrıldığı eski karısı Pam ile Sina Çölü’nün derinliklerinden Amerikan yönetiminin en üst mercilerine dek uzanan bir bilinmezin peşine düşer. Belki de dünyaya bin beş yüz sene evvel söylenmesi gerekenlerin söylenme vakti gelmiştir artık. Peki, ama dünya buna hazır mıdır?
