Size bin küsur sene evvel fahr-ı alem efendimizin seher vakti teneffüs ettikleri havayı gönderiyorum. O nefes ki bülbüller ötme nefhalarını o nefesten alırlar. Bütün çiçekler kokularını o nefesten alırlar. Ağaçlar tahta olur, fakat tahta cinsinden bir de "ney" vardır ki ondan inleyen de o nefestir. Madeni teller o nefese uymak, o cümbüşe layık olmak için ihtizaz eder dururlar. O nefes ruhları suretin şekillerinden kurtarıp öze, makam-ı ehadiyyete çeker. Aşıkların gözyaşları o nefesin gelmekte olduğunun müjdecisidir. O nefes dervişlere, füyuzat ve fütuhat vadeder. Değil insanlar, bütün mevcudat hayatı o nefeste bulur. Gökte yıldızlar, ay, güneş o mukaddes nefesin alem üzerindeki an be an tesirini el pençe divan ve kemali tazim ile seyrederler. Bu sırrı anlayanları da tebrik ederler.