Mehmet Akif, içinde bulunduğu coğrafyanın ve bir meyvesi olduğu Türk-İslam tarihinin düşünen bir ferdi olarak, dünyayı ve içinde bulunduğu çağı çok iyi tahlil etmiş, onun eksik ve arızalarını, çürümüş yanlarını teşhis ederek inanç-vicdan bilim eksenli önemli reçeteler sunmuştu. Milletimiz için ölüm kalım savaşı olan "Kurtuluş Savaşı"nda herkes bir şeyler yapmanın gayreti içindeydi. Bir gönül insanı olan Mehmet Akif de gönlünün sesini dinlemiş ve Milli Mücadele’deki saflara katılmıştı. Halka ümit ve heyecan aşılayan hutbeler okumuş, gönülleri çoşturan şiirler yazmıştı. Gün döndü, zaferler kazanıldı, yeni bir cumhuriyet kuruldu. Âkif, Birinci Meclis’te milletvekili oldu. Ancak, önce Milli Mücadele’yi tenkit edip, elde edilen zaferlerden sonra Ankara’ya gelenler her ne hikmetse dönemin iktidarının nimetlerinden yararlanmış, canını ortaya koyarak hak ve hakikati haykıran Mehmet Âkif’in bahtına ise maalesef gönüllü sürgünlük düşmüştür. İstiklal Marşı her seferinde çoşku ile okunur da, Âkif’in İkinci Meclis’te niye safdışı edildiği pek konuşulamaz. Bu kitapta, Mehmet Âkif’in Milli Mücadele yıllarındaki hayatına dair ayrıntılar bulacaksınız.