"Plevne’de kan, sel gibi akıyor; öldüresiye yaralanmış kadınlar, takatı kalmamış kollarıyla çocuklarını kaldırarak, hiç olmazsa onlar için af ve merhamet diliyorlardı. Kaçabilenler yollara düştü. Balkan dağlarından gelen ayaz, dayanılabilecek gibi değildi. Filibe’de trene doluştular. Vagonların üstü, basamaklar lebalep doldu. Bazıları donarak öldü. Karanlıkta yuvarlanıp gittiler; kaskatı bedenleri çömelik ve kapıya tutunur gibi elleri yukarıdaydı. Kurtulanlar İstanbul’a vardı. Yıllar geçti, Hasan Tahsin büyüdü. Ünü Saraya’a ulaştı, Padişah kızına hoca oldu. Genç ve güzel Sultan’la arasında büyük bir aşk doğdu. Fırtınalı günler onları bekliyordu." Bu kitabı okuduktan sonra, savaş yorgunu yakın geçmişimize ve olağan dışı bir aşk hikâyesine, Hasan Tahsin’in ayakta kalmak için verdiği mücadeleye tanık olacaksınız.