"Bu yaşımda babamdan harçlık alıyorum. Bundan beteri olur mu? Masama bırakılan harçlık öldürüyor, kahrediyor beni. Sokağa babamın, hayır hayır ailemin ağırlığı üzerimde çıkıyorum. Yani utanarak, yani mahcup, yani ezik… Keşke bağırıp çağırsaydı, hatta sokağa atsaydı. Belki bu kadar acı çekmezdim. Hiç değilse vicdanım tarafından azarlanmazdım. Doğrusunu isterseniz söylenmemiş sözler öldürüyor insanı…” Ülkemizde hızla artan ve vahşi kapitalizmin kurumsallaşarak sistematik hale getirdiği işsizlik sorunu, toplumun her kesimini etkilemekle birlikte, en çok genç nüfusun hayatını zorlaştırmakta ve bir gelecek telaşı içerisinde yaşamasına neden olmaktadır. Sorunun çözümüyle ilgili yapılması gereken şeylerin sürekli ertelenmesiyle, gün geçtikçe büyüyen bu sorun, yaşamın her alanında kronik sıkıntılar yaşanmasına neden olmakta ve bu süreçten kaynaklanan sorunlar kişilerin yaşamlarındaki çaresizliği ve umutsuzluğu gün geçtikçe büyütmektedir. Kitabın kahramanı Cem de bu sorunun pençesinde yeralan milyonlarca işsizden biridir ve bu sosyal kaostan çıkış yolu aramaktadır.