Doğu toplumlarında eleştiri kültürü çok yaygın değildir. İnsanlar “eşref-i mahlûkat” kabul edildiği için kişiyi rencide edecek davranışlardan kaçınılır, yanlışları yüzüne vurulmaz. Ancak ona doğru olanı işaret etme, iyi ve güzel olanı hatırlatma maddi ve manevi bir sorumluluk olarak kabul edilir. Dolayısıyla öğüt verme geleneği oldukça yaygın bir kültür haline gelmiştir.
Bu öğüt kültürünün varlığı ve gerekçesi, Hz. Danyal (AS) ait olduğu söylenen şu anekdotta çarpıcı bir şekilde yer alır: Danyal Peygamberin dört mil boyunca bir hükümdarın süvarilerinin ardında yürüdüğünü gören dostları ona “Sen bir peygamber olduğun halde nasıl olur da böyle yaparsın?” diye çıkışırlar. O da şu cevabı verir: “Ümit ediyorum ki onunla bir çift kelam ederim de Allah Teâlâ bu vesileyle onu halk için faydalı bir hizmet yapar, millete hayrı dokunur... İşte bu amacı güderek yürüyorum.”
Bu kitap, Hz. Danyal’ın (AS) izinden gitti ve 2016-2017 yıllarında, Türkiye’de yaşanan olaylar karşısında, siyaset aktörlerinin politika ve eylemleri karşısında, sadece bilginin gücüne güvenerek, doğru olana işaret etmeye çalıştı. Kitap içinde yer alan makaleler okundukça görülecek ki, politika sahiplerinin yanlışlarını kısır delil veya iddialarla eleştirmek yerine demokratik bir yaklaşımla doğru, iyi ve güzel olanı göstermek çabası içinde olundu.