Bir şaşkınlık dönemine giriyoruz, insanların çaresizlik içinde ışık bulduğu ve umutlarının zirvesinde başlarının döndüğü tuhaf bir an. Aynı zamanda dinsel bir an, ve tehlike de burada. İnsanlar Otorite'nin sesine kulak vermek isteyecek ve herkesin aklında Otorite'nin ne olduğuna ilişkin birçok tuhaf kurgu ortaya çıkacak. Aile yine, saygı gören ve övülen bir Temel olarak görülecek, fakat birçok başka olasılığın darbesini yiyen bizler, aşkın devinimleri de olsak, yalnızca devinimlerin içinden geçeceğiz. Halkın Düzen arzusu, bu düzeni tepeden indirmek isteyecek birçok inatçı ve uzlaşmazı cezbedecek. Hayvanat bahçesinin hüznü toplumlara sirayet edecek.
-Leonard Cohen - Sevda Kitabı-
Leonard Cohen "Sevda Kitabı"nda okurları şiirin ve şarkının buluştuğu noktaya davet ediyor. "Sevda Kitabı", 1967 yılında gitarını ilk kez eline almadan çok önce, Montreal'da ilk şiir kitabını yayınlamış olan Cohen'in şair kimliğini tanımamızı sağlayan büyüleyici bir yapıt.
"Sevda Kitabı", Cohen'in 12 yılını Budist bir rahip olarak geçirdiği California'daki Baldy Dağı'nda yazdığı 150 şiir ve şarkı sözünden oluşuyor. Bazıları Zen tarzında hicivleri andıran şiirlerinde, Halil Cibran'ın ve Amerikan şairi Billy Collins'in yankısını duymak mümkün. Cohen'in dizelerinde, kuşların, örümceklerin ve çamaşırhanelerin esin kaynağı olduğu epifanilerle karşılaşıyoruz.
Cohen, şiirlerinde aşkın sonundan, sevdiği kadınlardan ve yaşılıktan bahsediyor. Fakat yalnızlaşmış yüreğini anlatırken öfkeye değil, ince bir mizaha dönüyor yüzünü. Şair, içindeki aşkı ve sevdayı, kendinden iğrenmişliğiyle başarılı bir biçimde dengelerken, aklımıza William Blake ve Emily Dickinson gibi şairleri getiriyor.