Nihan ve Teoman, aynı evin paralel odalarında yaşayarak üniversitenin üçüncü dönemini atlatmışlardı. Ellerinde artık ne kurallar listesi vardı, ne de birbirlerini görmezden gelmeye yetecek bahaneler. Şimdiyse önlerinde atlatmaları gereken sadece bir aylık kış tatili ile yeni bir akademik dönem yoktu; çoktan tutuşmaya başlayan geçmiş alev almak üzereydi. Kapının önüne bırakılan hatıralar, geçmişten kalan kapanmamış yaralar ve yarım kalmış meseleler art arda gün yüzüne çıkıyordu. Dahası, bilinmezliklerle dolu olan geçmişin yanı sıra gelecek kaygıları da onları hazırlıksız yakalamıştı.
Her şey yavaş yavaş kırılma noktasına taşınırken akıllarında tek bir soru kalmıştı: Gelecek yeni bir başlangıç mı olacaktı, yoksa kaos mu getirecekti? Peki, karmaşanın içindeki düzeni bilen ruhlar, bunu bekleyebilecek kadar sabırlı mıydı?