Kefalet ticaret ve yargı hukukunda kullanılan hukuki/fıkhî bir muameledir. Kısaca bir şahsın diğer bir kişinin borç ve sorumluluğunu üzerine almasıdır. Osmanlı Devleti bu kavramın kapsamını genişleterek, toplumsal kontrol ve güvenlik mekanizmasına dönüştürdü. Toplu ve müteselsil kefalet sistemiyle ahali birbirlerinin davranışından sorumlu tutulmuş, böylece her bir şahıs diğerinin davranışlarını dizginleyen, gözeten ve gözlemleyen birer göz haline getirilmeye çalışılmıştır. Köylüler, aşiret mensupları, şehirlerdeki meslek grupları karşılıklı ve müteselsil (zincirleme) kefalete bağlanarak kayıt alınmış ve birbirlerinden sorumlu hale getirilmişlerdir.
Elimizdeki 1262/1845 tarihli Siverek Kefalet Defteri böyle bir faaliyete dair önemli bir kaynaktır. Defter kayıtlarına göre, başta şehir merkezindeki mahalleler, daha sonra kazaya bağlı tüm nahiye ve köylerdeki Müslüman ve gayrimüslim ergin erkekler sayılarak temsilcilerine imzalatılan “Kefalet Sözleşmesi” şartlarına uyacaklarına dair birbirlerine kefil edilmişlerdir. Defter şehrin ve bağlı köylerin demografik yapısı, ticari hayatı, bölgede kullanılan kişi ve yer adları hakkında önemli veriler sunmaktadır.