Ataları, ağa, ayan kimlikli voyvoda, serdar, mütesellim;
arada baba-oğul iki kuşağı vezir/paşa, son üç kuşağı kapıcıbaşı, kaymakam, belediye reisi olan bir taşra ailesinin 1700’lerden 1900’lere uzanan öyküsü, eski bir beylik merkezinde saray kurup çiftlikler edinmeleri, kamusal görevler üstlenmeleri, yerel otoriteyi nesiller boyu sürdürmeleri sadece Divriği’de yaşanmadı. Anadolu’nun, Suriye’nin, batıda Rumeli ve Balkanlar’ın kent ve kasabalarında ayan-ı vilâyet, hanedan-ı belge, zâdegân, eşraf veya korkutucu bir nitelemeyle derebeyleri; yani varsıl ailelerin güçlü bireyleri, devlet erkinin gevşediği 18-19. yüzyıllarda temsil ve sindirme gücü kazandılar.
Aynı süreçte Hacı Osman Köse Mustafa ve Veli Paşalar, bunların sonraki kuşakları da devletle barışık, bazen çekişmeli, hatta isyankâr ilişkiler yaşadılar.
Bu kitapta, niceleri unutulan derebeyleri arasından Köse Paşalara, yüzlerce belgenin tanıklığına, bir o kadar sözlü derleme ve görselin renkleri de katılarak tarihte yaşama şansı tanınırken, toplumsal mazimizin de önemli bir kesiti işlendi.