“Târihe yön vermek, bizâtihi târihin içinde olmak ile târih yazmak birbirinden çok uzak mevkîlerde bulunuyorlar. Nitekim, Orta Asya târihinin tamâmında başrol oyunculuğu yapmış Türk milleti, o coğrafyadaki kadîm devirlere âit geçmişini, başta Çin olmak üzere, komşu kavimlerin kayıtlarından öğreniyor. Bilinen ilk yazılı eserlerimiz olan Orhun Âbidelerinin dikiliş ve yazılışı ile Teoman Yabgu'nun yaşadığı dönem arasında yaklaşık 900 yıl var. Bu dokuz asrı, başkalarından okuyarak anlamak gibi bir tuhaf vaziyetteyiz. Türk siyâsî târihinin fecrinde, adı bilinen ilk hükümdâr; Türk milletinin ‘Oğuz Kağan'lık makâmına lâyık gördüğü Mete Hân'ın babası ve Çin Seddi'nin inşâ fikrine mesned teşkîl eden büyük korkunun birinci kaynağı, Teoman Yabgu adında otağ kuran sıfat ve fiillerdir.” …….. “Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykûbâd ile Hârezmşâh Celâleddin'i, yeni bir kardeş kavgasında karşı karşıya getiren Yassıçemen Muhârebesi, Alâeddin'in lehine biterken, Türk târihinin ekmek teknesine ‘Osmanlı' hamurunu koyup mayalanmaya bırakıyordu. Yarım asır sonra, bu maya tutup da üstüne su serpmek ihtiyâcı duyulduğunda, bakraçların daldırıldığı yer ‘Nîlüfer Çayı' idi.” ……. “Ertuğrul Gâzî ile ona omuz veren bir avuç Kayı yiğidi, 1231-1281 arasındaki elli yılı, Söğüt Kışlağı ile Domaniç Yaylası'nın sihirli toprağına, Dünyâ'nın gelmiş-geçmiş en muazzam ve en muhteşem devletinin tohumunu ekerek ve o tohumun yeşermesini bekleyerek geçirdiler. Önce Kulaca-Hisâr'ın, hemen ardından da Karaca-Hisâr'ın ‘Osman'ca fethi, Bitinia'daki bütün ağızlarda, ‘Osman'lı cümleler kurdurmuştur. Aslında, kurulan, bu cümlelerle birlikte, ‘Osmanlı'dır.”