Rasulullah Efendimiz (s.a.v.), Allah’ın en son ve en mükemmel dinini tebliğ etmiştir. Ancak o, ashabına İslam Dinini, özel bölümler halinde (yani, bugün size namazın vaciblerini anlatacağım, bu günkü konumuz abdest ile ilgili olacaktır. Abdestin farzları, sünnetleri ve mekruhlarını göstereceğim... şeklinde) takdim etmemiştir. Hıra dağında indirilen ilk beş ayetten itibaren son nefesini verdiği güne kadar, iman, ibadet, ahlak... konularını birbirine girift halde sunmuş, İslamı bir bütün halinde vermiş ve sonunda da gerçek anlamıyla ve şüphesiz Yüce Rabb’imizin yardımıyla başarılı olmuştur. Ashabın İslam Dinini, kendilerinden sonra gelen insanlara tebliğ ve talimi de öyledir. İhtiyaç oldukça, soruldukça anlatmışlar, Hz. Peygamberin usulünü devam ettirmişlerdir. Ancak daha sonraları müslümanların diğer milletlerle ve çeşitli ilimlerle teması neticesi olarak İslam Dinine ait bilgiler bölümler halinde, belli bir program dahilinde verilir olmuştur.